Ailemin söylediğine göre bebekliğimden beri bilgisayar, tablet ve dijital aletlerle ilgileniyormuşum. Daha 2-3 yaşındayken bilgisayarda inik durumda olan filmlerden istediğim filmi bulup tekrar tekrar izliyormuşum. 

  Kendi hatırlayabildiğim en eski hikayeler ise şunlar; Babamın salona kurduğu bilgisayarda daha okuma yazmam yokken, anneannemden rica edip "Anneanne google'a oyun oyna yazar mısın?" diyordum. Bir keresinde de Bursa'ya gittiğimizde benden 5-6 yaş büyük olan bir kuzenimin elinde tablet görmüştüm. "ohaaa taşınabilir bilgasayar mı buu" dediğimi hatırlıyorum. Bilgisayara "bilgasayar" diyecek kadar küçük yaşta olmama rağmen gerçekten de dijitale çok ilgiliydim.

Bebekken sürekli izlediğim film (5.6 iMBD)

  Oyun oynama sevdamın ilerlemesi, babamın iş yerindeki bir arkadaşından aldığı "Arcade Oyunlar Kütüphanesi" diye bir uygulama ile süslendi. 90'ların en popüler arcade oyunları içerisindeydi. Street Fighter, Pac-Man, Mario, Marvel vs Capcop gibi bir sürü oyun.

   Gün geçtikçe, büyük bir komşumdan öğrendiğim oyunları teker teker bilgisayarıma yükler ve saatlerce oynardım. Oyunlarla olan bağım ise "Mount&Blade : Warband" oyunu ile başladı.

Beni oyunlara bağlayan oyun.


  Ortaokulda bilişim dersimizde "Scratch" adlı bir yazılım programı öğreniyorduk. Çok basit bir program olduğu için çoğu ders sıkılıyordum. Hoca boş bıraktığı zamanlarda o basit programdan yapabildiğim en iyi oyunları yapmaya çalışıyordum.

  2-3 sene öncesinde yeni aldığım bilgisayarıma Scratch indirmek istedim ve eskisi kadar ilgimi çekmedi. Ben bu basit uygulamadan mı sıkılmıştım yoksa yazılıma olan ilgim mi azalmıştı?  Oturdum ve yeni bilgisayarımda oynayabileceğim güzel oyunlara baktım. Gözüme daha yeni çıkmış bedava bir oyun çıktı ve indirdim. Çok güzel değildi ama idare ediyordu. Oyunun adı Paladins'ti ve takımlarınızla birlikte karşı takımı yenmeye çalışıyordunuz. Oyunu oynarken içimden "Karakterin kontrolleri çok rahatsız, ben bile daha iyi yapardım." dediğimi hatırlıyorum. Sonra içime bir soru düştü; "Sen mi daha mı iyi mi yaparsın mı?". Evet, ben daha iyi yapardım. Neden denemiyordum ki?

  İşte canımın içi, bir tanem, aşkım, bebeğim, gözümün nuru, al yanaklım, bal dudaklım Unity ile böyle tanıştım.



   İşler en başta hiç istediğim gibi "basit" olmasa da, sonrasında alıştım ve artık istediğim şeyleri basit olsalar da yapabiliyorum. Kendim yapabilme fikri kadar cazip bir fikir yok.